"Mavi Marmara davasının unutulmamasını istiyoruz"

ŞANLIURFA - Siyonist rejimin 2010 yılında Mavi Marmara gemisinde düzenlendiği saldırıda gazi olanlar, Mavi Marmara davasının unutulmaması gerektiğini söylediler.

Advert

Abluka altındaki Gazze'ye insani yardım ulaştırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisine 31 Mayıs 2010'da uluslararası karasularda siyonist rejimin çeteleri tarafından saldırı düzenlenmiş, saldırıda 10 Müslüman şehit olurken onlarca Müslüman da yaralanmıştı.

Gemiden yaralı olarak kurtulan gaziler, Mavi Marmara katliamının yıldönümünde İLKHA’ya yaptıkları açıklamalarda, geminin son günlerde sosyal medyada paylaşılan görüntülerin üzüntü verici bir durum olduğunu ve Mavi Marmara gemisinin müzeye çevrilmesi gerektiğini söylediler.

8 yıl önce Gazze’deki Müslümanlara yardım götürmek için yola çıkan gemide gayri Müslimlerin bile olduğunu ifade eden Behçet Atila, siyonist işgalcilerin silahsız bir şekilde Filistin’e yarım götüren gemiye saldırarak, bir kez daha barbarlığını ortaya koyduğunu söyledi.

Götürmek istedikleri yardımlarla Filistinlilere yapılan ambargoyu ve ablukayı denizden yarmayı hedeflediklerini söyleyen Atila, “Dünyanın çok değişik yerlerinden Müslümanlar ve gayri Müslimler bile o yardım gemisinde vardı. Siyonist israilin mazlum Filistin halkına terörist demesi, bizim de sivil bir şekilde, silahsız bir şeklide Gazze’ye götürmemiz çalışırken bize saldırmaları ve yapılan bu saldırıların televizyonlarda dünya kamuoyuna paylaşılması şunu gösterdi gerçekten siyonist israilin silahsız bir şeklide yardım amaçlı giden insanlara bile terörist dediklerine göre artık dünya anladı ki Filistinlilerin terörist değildir ve kendileri oranın asıl sahipleridir. Filistinliler kendi haklarını korumak için geçen ayda yaptıkları eylemler yine silahsızdı ve bu eylemlerde yüzlerce kardeşimiz şehit olurken, 3 binin ürerinde yaralı kardeşlerimiz var. Bu da yine siyonist israilin barbarlığının en bariz örneklerinden birisidir.” dedi. 

Mavi Marmara davasında yaşanan olumsuz gelişmelerin kendilerini derinden etkilediğini ifade eden Atila, “Fakat bizi asıl ilgilendiren bu meselenin şu boyutudur; bizler her hangi bir maddi karşılık beklemeden gemiye gelen tüm kardeşlerimiz in hepsi Allah’ın rızası için oradaydılar. Mademki Allah rızası içindir gerisi teferruattır. Bizim gönlümüz israil’in dünya kamuoyunun nezdinde, hukuksal açıda mahkûm edilmesini, cezalandırılmasını isteriz. Lakin bizim asıl gayemiz, biz Gazze’yi, oradaki Müslümanların yaşadığı bu zulümleri ve siyonist işgalcilerin barbarlığını dünya kamuoyuna taşımaktı.” ifadelerini kullandı.

“Bu geminin müzeye çevrilmesi hepimizin talebiydi”

Saldırıya uğrayan mavi Marmara gemisinin müzeye çevrilmesini talep ettiklerini ifade eden Atila, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Ben mavi Marmara gemisinin bir yolcusu olarak, çok hikâyelerin yaşandığı, şehitlerin verildiği bu gemimizin gerçekten müzeye çevrilmesi hepimizin talebiydi ve hepimizin beklentisi bu yöndeydi. Lakin büyük gemilerin liman, periyodik vb. kontrolleri ve masrafları vardır. Bu masraftan dolayı gemiyi satma kararı almıştır. Fakat dediğim gibi hepimizin isteği o geminin bir müzeye çevrilmesiydi.”

“Biz Mavi Marmara davasının unutulmamasını istiyoruz”

Mavi Marmara davasının ve mücadelesinin unutulmaması gerektiğini ifade eden Eyüp Yaşar ise, “Mavi Marmara gemisi yola çıkarken tamamen elini vicdanına atan insanlardan oluşuyordu. Herkes bu niyetle gitmişti. Müslüman olmayıp vicdan sahipleri bile vardı. Mavi Marmara gemisine yapılan saldırının yıldönümünde bu davanın gündem olmasını ve unutulmamasından yanayız. Çünkü orada bir emek, mücadele ve oradaki Müslüman kardeşlerimize yardım götürme çabası vardı. İsrail’in barbarca saldırısından sonra şehitler verirken, kimi kardeşlerimiz sakat kaldı. Biz mavi Marmara davasının unutulmamasını istiyoruz.” dedi.

“Mavi Marmara davası ülkeler arası bir meseledir”

Mavi Marmara gemisinin müzeye çevrilmesi gerektiğini söyleyen Yaşar, “Mavi Marmara davası ülkeler arası bir meseledir. Bazen yavaş ilerledi, bazen istediğimiz gibi ilerlemedi ama dediğim gibi ülkeler arası bir mesele olduğu için dava biraz farklı yürüdü. Bizde bazen hukuki yerlerden geçtik. Mücadelemizi sürdürdük ve bu mücadelemizi sürdürmeye devam edeceğiz. Davanın düşmesinden yana değiliz. Ama ülkeler arasındaki yapılan anlaşmalar gereği süreç bu şekilde işledi. Bizde o geminin müze olarak kalmasını ve insanların gidip orada ki Müslümanların hangi zulme maruz kaldığını görmelerini isterdik. Ama müzeye çevrilirken yapılacak olan masrafın yüksek olmasından dolayı gemi satıldı. Ama dediğim gibi bende o geminin bir müzeye çevrilmesini çok isterdim.” şeklinde konuştu. (Hüseyin Sayhar-İLKHA)

 

Advert

Paylaş: