Hüznün çiçeği: Ters laleler

Hüznün çiçeği: Ters laleler

Advert

Yoğun olarak Hakkari ve Şemdinli bölgesinde yetişen ve çiçekleri oluşumundan itibaren ters bir şekilde büyüme gösteren "Fritillaria imperialis" yani ters lale, endemik bir tür olması nedeniyle büyük önem arz ediyor.

Türkiye'de başta Van ve Hakkari çevresinde olmak üzere Adıyaman, Bitlis, Elazığ, Malatya, Batman'ın Sason ilçesi ve Siirt'te Güneydoğu Toroslar yayında yaygın bulunan ters lale, dünyada ise İran, Kuzey Irak, Afganistan, Rusya, Pakistan ve Keşmir'de doğal olarak yetişiyor.

Genelde ilkbaharın mart-nisan ayları arasında çiçek açan ters laleler, bu nedenle baharın müjdecisi olarak da biliniyor. Boyu 75 santimetreyi bulan, her dalında 6 lalenin ters büyüdüğü bu çiçek, soğan, yumru ve rizom gibi toprakaltı organları sayesinde yetişme alanlarından başka ülkelere da canlı olarak taşınabiliyor.

Soğanlı bir bitki olan ters lale, kendisine bahşedilen muhteşem özellik sayesinde toprak altında bulunan etli ve şişkin gövdeleri ile hayatını sürdürür.Bu gövdesi sayesinde kendisi için gerekli besinleri ve nemi içinde barındırır, soğuktan ve kuru hava koşullarından korunur.

Zamanı gelince soğanın içinde bitki oluşur, buradan da toprak üstüne çıkararak yeşerir ve çiçek açarak göz kamaştıran ihtişamını gösterir. Her bitki gibi neslini devam ettirmek için tohum bırakan ters lale, büyüme mevsimi tamamlandıktan sonra sararır ve solar. Ancak toprak altındaki soğanı kendisini muhafaza eder ve zamanı gelince yeniden açar. Ters lalenin ekolojik döngüsü bu şekilde sürer ve gider.

Hüznün çiçeği

Ters lale, tüm bu özelliklerinin yanı sıra manevi anlam ve sembolleriyle de halk arasında önemli bir yer tutuyor.

Genel olarak "hüznün çiçeği" olarak adlandırılan ters lale, şekli itibariyle boynu bükük bir hali temsil ettiği için böyle anıldığı sanılıyor. Geçmişte Hakkari Bölgesi'nde yaşayan Asurilerin, her sabah göbeğinden su yaydığı için 'Ağlayan lale' adını verdiği ters lale,  Anadolu’da gelinler evlerinden çıkarken başlarına kırmızı tülbent atıp, boynunu bükük evden ayrılmasına atıfta bulunularak "ağlayan gelin" ismiyle de adlandırılır.

Hz. Hüseyin ve 72 yareninin şehit edildiği Kerbela vakası da ters laleyi hüznün simgesi haline getirmiş, bu nedenle Anadolu’nun bazı yörelerinde "Kerbela" denilerek o trajedik olaya atıfta bulunulmuştur.

Ters lalenin ayrıca bir motif olarak eski köy ve mezarlıklarda kullanıldığı görülüyor. Hüznü sembolize ettiği için mezarlıklarda kullanılan ters lale, geride kalanların ölülerine duyduğu özlem ve üzüntüyü yansıtıyor.

Ebced hesabıyla "Allah" ve "lâle" kelimelerinin sayı değeri aynı

Osmanlı padişahı II. Selim'in Mimar Sinan'a yaptırdığı ve "ustalık eseri" olarak bilinen Edirne'de bulunan Selimiye Camii'nde de ters lale motifini görmek mümkün.

Ebced hesabıyla, "Allah" ve "lâle" kelimelerinin aynı sayı değeri olan 66'yı vermesi laleye farklı bir değer atfediyor. Çiçek kültürü üzerine yazılmış bir eseri olan Cevat Rüştü, Selimiye Camii’ndeki ters lâle motifinin “hilal” lafzını ifade etmek için nakşedildiğini belirterek, "Lâlenin burada ters oluşu ve sayı değerinin 66 olması bir yandan 'Allah’ı terk ederseniz batarsınız, şeklinde yorumlanabildiği gibi, lâlenin ters yazılışı veya tersten okunuşu 'hilâl' ve sayı değeri bakımından da lâle ile aynı olduğundan “hilâli düşürürseniz batarsınız." şeklinde bir yorumda bulunuyor.

Ters laleye daha farklı birçok anlam ve sembol yüklenirken tüm bunlar bu nadide çiçeğin Doğu ve Batı kültüründe ne kadar müstesna bir yerinin olduğunu ortaya koyuyor.

Advert

Paylaş: